Klinik Psikolog Amber Dalmaz Urfalı
Öfke, duygular arasında belki anlaşılması en zor olanıdır. Genelde öfke gibi görünen, öfkeye benzeyen diğer duygular, üzerinde çalışıldığında aslında öfke olmadığı anlaşılır. Buna karşın öfkeyle çok alakasız duranlar üzerinde durulduğunda bunların, temelde öfke olduğu ortaya çıkar.
Toplum içerisinde de çoğu kişi, öfkenin kötü, kabul edilemez, tehlikeli ve yanlış bir duygu olduğu öğretisiyle büyütülür. Oysa öfke de diğer duygular gibi temel bir duygudur ve yaşam boyu devam eden pek çok sorunun altında sağlıklı yaşanmayan öfke olduğunu ifade etmek çok iddialı sayılmaz.
Birçok ebeveyn çocuğunun öfkesini kontrol edemediğinden yakınır ve öfkenin nasıl kontrol edilebileceğini öğrenmek ister. Çocukların benlik hisleriyle, öfke duygusunu yaşayış şekilleri birlikte gelişir. Aslında, öfke, çocuğun benliğinin ifade şekillerinden biridir ve eğer engellenirse, gelişim yavaşlar. 2 yaşlarında bir çocuk, bir annesi yemek yemesi için ısrar ettiğinde ona öfkeleniyormuş gibi görünebilir. Ancak, bakıldığında, çocuk sadece kendi ihtiyacını karşılama, kendisini koruma yolunda tepki veriyordur. Bir an için 2 yaşındaki çocuğunuzun, “anne, eline sağlık, çok da güzel gözüküyor yemek ama ben bugün köfte yemek istemiyorum, pek iştahım yok” diyebilecek dil becerisinde olduğunu hayal edin. Böyle olsaydı belki de her şey, en başta da tepkiniz çok daha farklı olurdu. Yemek yemeyi ısrarla reddetmesi karşısında ebeveynin tepkisi büyük olasılıkla çocuğa öfkeli bir tepkide bulunmak ya da tepkisini bir şekilde uygunsuz karşıladığını göstermek olur. Peki yetişkinden böyle bir tavır gören çocukta neler olur?
Öfkesi karşısında yetişkinden olumsuz bir tepki alan çocuk genelde kendisini “kötü çocuk” olarak değerlendirir, anlaşılmadığını düşünür ve kafa karışıklığı ve korku hisseder. Elbette, çocuğun öfke gibi güçlü bir duygusunun uygun şekilde anlaşılmaması, tek bir örnek sonrasında değil, bu gibi örneklerin sık yaşanması durumunda, çocuğun benlik gelişiminde sorunlar oluşturur. Bir anlamda, öfkesinin ve altındaki ihtiyacın görülmemesi, çocuğun görülmemesidir.
Annesinin, aslında onunla yeterli zaman geçirmemesine öfkelenen çocuğun annesine, “seni sevmiyorum” demesi, kardeşine öfkelenen bir başka çocuğun “onun ölmesini istediğini” söylemesi gibi örnekler de çoğunlukla ailelerin, ifadelerin uygunsuzluğu konusunda çocuklarını uyarmalarıyla son buluyor. “Bu şekilde konuşamazsın!” uyarısının gelmesi gecikmiyor. Peki çocuğun öfkeyle söylediklerinin altında yatan ihtiyacının anlaşılması böyle bir durumda ne kadar önemseniyor? Ne yazık ki çoğunlukla pek değil. Genelde yetişkinler o sırada, kendi ihtiyaçları, kendi kaygıları, zamanı yönetme planları ile meşgul olmayı fark ederek ya da etmeden tercih ediyorlar. Çocuk, yaşı ve bilişsel kapasitesi itibariyle, ifade ediş biçiminin değil ifade edişinin yargılandığını, uygunsuz bulunduğunu düşünüyor. Bu gibi durumları sık yaşayan çocuklar da, en çok da öfkelerini ne şekilde yaşayacaklarını, o enerjiyi nasıl sağlıklı şekilde boşaltacaklarını öğrenemeden “büyüyorlar”. Oysa bu sağlıklı “büyüme” dediğimiz süreç önünde en büyük engel. Çünkü duygu yok sayıldığında aslında benlik ve bütün olarak varlık da yok sayılıyor. Bununla birlikte, çocuk yaş aldıkça, duygu ifade etme(me) biçimi, çeşitli şekillerde onun tarzına yansıyor. Duyguyu ifade etmeyen çocuklar zaman içerisinde, hislerini fark etmiyorlar bile. Ancak, var olan duygu varlığını bu sefer de uygunsuz yollarla ortaya koyuyor. Nasıl mı? Bazen bir karın ağrısı, baş ağrısı, tırnak yeme, alt ıslatma, bazen suçlama, bazen aşırı hareketlilik, kurallara uymama bazen aşırı sessizlik, başkalarını memnun etme çabası vb. pek çok şekilde diyebiliriz.
Peki çocuğunuz öfke ile tepki verdiğinde ne yapabilirsiniz? Çocuğunuz bir konuda öfke içerikli bir tepki verdiğinde, ilk amacınız, öfkesini yok saymak ya da ifade ediş şekline karşı çıkmak olmamalı. Daha çok nasıl bir ihtiyaca sahip olduğunu anlamaya yönelik bir çaba gösterebilirsiniz. Bu adım, onunla duygu düzeyinde bir bağ kurmanıza yardımcı olabilir. Bir sonraki aşama bu ihtiyacını karşılama konusunda daha uygun nasıl bir yol izleyeceğini anlatmak olabilir. Bununla birlikte en önemli şeyin – ki bu başka bir yazının önemli bir konusu diyebiliriz- sizlerin öfkeyi yaşama ve ifade etme biçimlerinizin, çocuk için en kalıcı bilgi olduğunu unutmamakta yarar var.