Çocuklar için, ebeveynleri güven simgesi ve sağlayıcısıdır. Ancak ebeveynler her ne kadar önlemeye çalışsalar da, bazı durumlarda öngörülmeyen ve yaşamsal tehdit barındıran olumsuz hayat olaylarının yaşanılması kaçınılmaz olabilmektedir. Maalesef, son dönemde insan hayatına ilişkin büyük ölçüde olumsuz yaşantıları beraberinde getiren ve kişiyi olumsuz etkileyen olaylar yaşanmakta ve tüm bunlar yetişkinlerin yanı sıra çocukların da ruh sahlığını olumsuz şekilde etkilemektedir.
Bu noktada, içinde bulunduğumuz dönem ebeveynlerin, çocuklarına savaş, terör , ölüm kavramlarını açıklama sorumluluğunu da getirmektedir. Bu kavramları çocuğa açıklamak ebeveyn için zor olsa da, ebeveynlerin çocuğun soruları karşısında sessiz kalmayıp gerekli açıklamaları uygun şekilde yapması çocuklarının kendilerini daha güvende hissetmesine yardımcı olacaktır.
Travmatik Olaylara Çocuklar Nasıl Tepkiler Verir?
Öncelikle ebeveynlere, yaşanan travmatik olayın etkisinin ve sürecinin her çocuk için farklılık gösterdiğini hatırlatarak, çocukların olumsuz duyguları nasıl yaşadığını anlamak gereklidir. Tıpkı yetişkinler gibi, çocukların da travmatik olay sonrasında güvenlik hissi kaybolur, bunun yerini korku ve endişe alır. Güven algısı zedelenen çoğu çocuk ise korku, kaygı, öfke, üzüntü gibi yoğun olumsuz duyguları söze dökmek yerine davranışlarına yansıtır. Huzursuzluk, öfke patlamaları, saldırgan davranışlar, içe kapanma, hareketlilikte artma ya da tersine çok azalma ve tepkisizlik hali gibi davranışlar ortaya çıkabilir.
Bunlara ek olarak kaygı düzeyi artmış ve bu nedenle de yatıştırılmaya ihtiyaç duyan çocuklar, alt ıslatma, anne-babadan ayrılmakta zorlanma, sık ağlama gibi yaşına göre daha bebeksi davranışlar gösterebilirler. Uyku düzenleri bozulabilir, gece kâbuslar nedeniyle uykuları bölünebilir. Zihinleri olup bitenleri kendilerince anlamlandırmaya çalışırken, dikkatlerini sürdürmekte zorlanabilir ve okul başarılarında düşüş olabilir.
Terör Olayları Sonrasında Ebeveynler Ne Yapabilir?
- Savaş ve terör yetişkinler için bile kabul edilmesi zor kavramlardır. Bu nedenle de çocukların aklına gelenleri sorabilmeleri için, çocuklarınıza her zamankinden daha fazla vakit ayırın, iletişiminizi arttırın ve konuşmaları için onları cesaretlendirin. Bu gibi ebeveynleri de kaygılandıran durumlarda çocuğunuzdan duygularınızı saklamak yerine paylaşmanız, çocuğunuzun da kendi duygularını rahatça paylaşması için bir fırsat sunmaktadır.
- Sorularını cevaplarken yaşlarına uygun, kısa, somut ve basit cümleler kurun.
- Bazı çocuklar yaşları veya gelişim seviyeleri nedeniyle duygularını oyun ve resim yoluyla daha rahat ifade ederler. Bu nedenle doğrudan konuşmak yerine konuyla ilgili resim yapın, oyun oynayın, birlikte hikaye yazın.
- Çocuklar, çevrelerinde olan olayları kişiselleştirmeye eğilimlidir. Bu nedenle de en çok kendisi, ailesi, yakınları ve arkadaşlarına ne olacağı konusunda endişelenirler. Bu konularda gerçekçi sözler söyleyin. Onları rahatlatmak adına ‘hiçbir şeyin olmadığını’ söylemeyin. Bazen ‘bu korkutucu bir durum’ gibi cümlelerle duygularını yansıtmanız sonrasında, çocuğunuzun bu duygularının ‘normal’ olduğunu duyması bile onun için oldukça rahatlatıcı olacaktır. Bunun yanı sıra güvenliğiniz için aldığınız önlemler varsa onları da anlatın.
- Çocuklarda güven hissini yeniden sağlayabilmek adına her zaman olduğu gibi rutinlerini koruyun, okul, sosyal etkinlik ve arkadaş görüşmelerine mümkün olduğunca devam edin.
- Son olarak, eğer çocuklarınızın davranışlarında öncesinde olmayan belirgin değişimler oluyorsa ve kaygı, öfke, huzursuzluk düzeyleri gittikçe artıyorsa profesyonel bir destek alın.