Dr. Gökçe Bulgan
Eşinizle/partnerinizle, arkadaşlarınızla veya birlikte çalıştığınız kişilerle ne ölçüde anlaşmazlık yaşarsınız? Karşınızdaki kişiyle fikirleriniz uyuşmadığı zaman ne yaparsınız? Günlük yaşamımızda yaşadığımız anlaşmazlıklarla daha iyi baş edebilmek ve çatışmalarımızı olumluya çevirebilmek mümkün. Gelin bu konuya hep birlikte göz atalım.
Kendimize ve yakın çevremizdeki insanlara baktığımızda bizi bir arada tutan özellikler gibi birbirimizden ayıran farklılıklar da olduğunu görürüz. Yaş, cinsiyet, aile yapısı, kişilik özellikleri, değerler, hayat görüşü, ihtiyaçlar ve beklentiler bu farklılıklardan sadece bazıları. Söz konusu farklılıklarımızı düşündüğümüzde iki insanın görüşlerinin birbirine uymaması veya birbirinden oldukça farklı olması son derece normal. Hepimiz zaman zaman kişisel ve profesyonel hayatımızda görüş ayrılıkları, anlaşmazlıklar, hatta çatışmalar yaşayabiliyoruz. Bazen karşımızdaki kişiyle fikrimiz uyuşmadığı zaman bunu açıkça söyleriz, bazen de beden dilimizi kullanarak aynı fikirde olmadığımızı karşımızdakine ifade ederiz.
Peki ya ondan sonrası? Yaşadığınız anlaşmazlığı görmezden mi gelirsiniz, görüş ayrılığını kabullenip anlaşma yolunda adım mı atarsınız, yoksa kendi görüşünüzde diretip konunun tartışma yoluyla büyümesine imkan mı verirsiniz?
Görüş ayrılıklarımıza saygı duyup karşımızdakinin fikrini kabul edemediğimizde anlaşmazlıklarımız çatışmaya dönüşebilir. Çatışma, anlaşmazlığın yoğun yaşandığı durumlarda ortaya çıkan fikir, değer, istek, amaç ve ilgilerimizin karşımızdakiyle uyuşmaması ve bazı durumlarda bunların tehdit edildiği algısıdır. Fikir, değer, istek, amaç ve ilgilerimizin tehdit edildiğini algılayan beynimizse yoğun stres, kaygı ve korku anlarında verdiği “savaş ya da kaç” mesajıyla vücudumuzda kan basıncımızın artması gibi fizyolojik tepkilere neden olabilir. Çatışma durumlarında yaşadığımız bu stres ve olumsuz duygularımızla sağlıklı baş edemediğimizde karşımızdakinin beden dilini yanlış okuyabilir, söylenenleri doğru duyamayabilir, kendi duygularımızın ve ihtiyaçlarımızın farkında olamayabilir, dolayısıyla kendimizi açıkça ifade edemeyebiliriz.
Çatışma Çözme Yolları
Çatışmaları farklı şekillerde ele alır, çözmeye çalışırız. Bu çatışma çözme yollarını şu şekilde özetleyebiliriz:
Kaçınma: Kaçınma, çatışmayı yaratan olaydan ve kişiden uzak durma olarak tanımlanabilir. Kaçınma davranışı, ancak çatışma için uygun zaman ve yer değilse kullanılabilir. Ancak kaçınmanın fazla kullanımının, sorunlarımızın birikip uzun vadede bizim için daha çok sıkıntı yaratacağını göz önüne almakta fayda var.
Uyma: Çatışmaya neden olan sorun veya olay, karşımızdaki kişi için, bizim için olduğundan daha önemliyse aramızdaki ilişkiyi korumak adına karşımızdakine uymayı tercih edebiliriz.
Rekabet etme: Haklı olmak ve çatışmayı kazanmak önemliyse veya zamanımız sınırlıysa ve bir konuda çabuk karar vermemiz gerekiyorsa rekabet etmeyi tercih edebiliriz. Çatışmalarda rekabet etme eğilimi gösterdiğimizde “Amacım ne?” sorusunu kendimize sormamız ve farkındalık kazanmamız önemli. Farkındalığımız arttıkça ilişkimize zarar vermemek için kendimizi doğru ifade etmeye ve karşımızdakini kırmadan görüşümüzü paylaşmaya özen gösteririz. Böylelikle yıkıcı olabilecek bir çatışmayı yapıcı şekle dönüştürebiliriz.
Uzlaşma: Uzlaşma, çatışmadaki bireyleri kısmen de olsa mutlu edecek bir ortak noktanın bulunmasıdır. Önemli bir sorun için uygun çözüme ulaşılmak isteniyorsa uzlaşma yönünde çaba sarf etmemiz gerekir.
İş birliği yapma: İş birliği yapmak çatışmayı yaratan sorun veya olayla yüzleşerek duygu ve görüşlerimizi karşımızdaki kişiye ifade etmeyi gerektirir. İş birliği yaparken çatışma halindeki herkesin ihtiyaçları ve çıkarları gözetildiği ve çözüm için birlikte hareket edildiğinden en etkili çatışma çözme yoludur.
Hepimiz duruma, çatışmanın tipine, çatışma yaşadığımız kişiye veya kişilik özelliklerimize uygun olarak bu çatışma çözme yollarını farklı zamanlarda kullanabiliyoruz. Önemli olan, etkili çatışma çözmeyi yaşamımızın bir parçası haline getirerek, yararsız olanları mümkün olduğunca daha az sıklıkla kullanmaya çalışmaktır.
Yıkıcı Çatışmaları Engellemek Mümkün
Anlaşmazlıklarımızın yıkıcı çatışmalara dönüşmesini engellemek için şunları denemek faydalı olabilir:
Karşımızdaki kişiyi suçlamaktan kaçınmak: Bazen bir duruma sinirlendiğimizde kendimize veya içinde bulunduğumuz duruma objektif bakmaktansa karşımızdaki kişiyi suçlama eğiliminde oluruz. Karşımızdakini suçlamak, suçlanan kişinin kendini geri çekmesine, savunmaya geçmesine veya öfkeyle tepki vermesine neden olabilir.
Genellemeler yapmaktan kaçınmak: Karşımızdakini eleştiriyorsak “Sen her zaman …,” “Sen hiçbir zaman …” gibi genellemeler yapmak yerine rahatsız olduğumuz duruma veya olaya dair tek bir gözlemimizi paylaşabiliriz.
Her defasında tek bir soruna odaklanmak: Küçük belirgin bir sorun büyütülüp konudan saptırılırsa müdahale edilebilecek bir sorun çözümsüzlüğe sürüklenebilir. Aynı anda birkaç sorunun savaşını vermek yerine zamanımızı ve enerjimizi tek bir problemin çözümü üzerine harcayabiliriz.
İlişkinin devamlılığının önemli olduğu fark etmek: İlişkimizin devam etmesinin yaşadığımız anlaşmazlıktan çok daha önemli olduğunu fark ettiğimizde kullandığımız sözcüklere ve beden dilimize daha fazla özen gösterip yapıcı olmaya gayret ederiz.
Çatışma Çözmeye Dair Birkaç Öneri
- Değişime önce kendimizden başlamak her zaman en iyi başlangıç noktalarındandır. Kişisel ve profesyonel yaşamımızda çatışmalarımızı nasıl çözdüğümüzü fark etmek, ‘Kullandığım yöntemler ne kadar etkili?’ ve ‘Kendimi nasıl geliştirebilirim?’ soruları üstünde düşünmek, ilişkilerimizde değiştirmek istediğimiz noktaları fark ettiğimizde ilk adımı karşımızdakinden beklemek yerine değişime öncü olmak oldukça etkili olabilir.
- Başkalarına – özellikle çocuklarımıza – etkin çatışma çözme becerileri kazandırmak istiyorsak çocuklarımızın öncelikle bizleri model aldıklarını unutmamalı ve onlara örnek olacak şekilde davranmanın önemi yadsınmamalı.
- Çatışmalar yeni ve yaratıcı fikirlerin ortaya çıkmasına aracılık edebilirler. Bu nedenle çatışmalarımızı yıkıcı yerine yapıcı deneyimlemenin kendi elimizde olduğunu hatırlayarak çatışma anında seçtiğimiz sözcüklere ve beden dilimizin verdiği mesajlara dikkat etmek işe yarayabilir.
- Yaşadığımız çatışmaları kendi gelişimimiz ve ilişkilerimizde daha iyiye dönüşüm için birer fırsat olarak değerlendirebiliriz. Birbirimizden öğrenebileceğimiz çok şey olduğunu göz önüne alarak farklı görüşlerin bizi zenginleştirmesine olanak vermek de bu noktada önemlidir.
- İlişkilerimizde tıkandığımızı ve benzer sorunların savaşını tekrar tekrar verdiğimizi fark ettiğimizde bir uzmandan yardım almaktan çekinmemeli.