Neslihan Gülten
Para konusu bazı toplumlarda rahatlıkla konuşulmayan bir konu. Çoğu zaman bir kişiye maaşını sormak ayıp olarak görülür. Hal böyle olunca da birçok aile kendi içinde de para konusunu konuşmaktan kaçınıyor. Ebeveynler çocuklarına maddi sıkıntılarından ya da yatırımlarından bahsetmekten kaçıyor çünkü çocuğum para kavramıyla ne kadar geç tanışırsa o kadar iyi diye düşünüyor. Peki içtiğimiz suyun yediğimiz yemeğin bile maddi bir karşılığı varken bu konuyu tabu haline getirmek ne kadar doğru?
Para hayatımızın kaçınılmaz bir gerçeği ve çocuklar bu gerçekle ne kadar erken yaşta tanışırsa o kadar iyi. Ebeveynler çocuklarına çatal-kaşık kullanarak yemek yemeyi, tuvalete gitmeyi öğrettiği gibi; alış-veriş yapmayı, paranın bitebilen bir şey olduğunu ve para biriktirmeyi de öğretmelidir. Peki bunu nasıl yapabilirsiniz? Bunun için ilk adım paranın sınırsız olmadığını öğretmek olacaktır. Çünkü çocuklar anne-babanın sınırsız güce sahip olduğuna ve onların her şeyi alabileceğine inanırlar. Aslında gücünüzün sınırsız olmadığını, her sabah işe para kazanmak için gittiğinizi, belli bir miktar para aldığınızı ve bu parayla ona isteği her şeyi değil ancak bir kısmını alabileceğinizi anlatabilirsiniz. Çocuklara her şeye sahip olamayacaklarını öğretmek ilerde mutsuz ve hiçbir şeyden tatmin olamayan gençlere dönüşmelerini engeller.
Maddi Sıkıntılar Çocuklarla Konuşulmalı Mı?
Aile içinde maddi sıkıntılar yaşıyor da olabilirsiniz. Bunu çocuklarınızdan saklamak yerine samimi bir şekilde paylaşmak ailenin iyiyi olduğu kadar kötüyü de paylaştığını ona öğretir. Örneğin bankaya borcunuz varsa bunu ona basit bir dille anlatın ki o çok istediği tatile onu sevmediğiniz için değil de paranız olmadığı için gidemediğinizi anlasın. North Carolina State Universitesi’nin araştırmasına göre aileler çocuklarla maddi konuları konuşmadıkları zaman çocuklar kendi kafalarındaki gerçeklere inanabiliyorlar. Örneğin çocuklar; “istediğim şeyler alınmıyor çünkü annemle babam beni yeterince sevmiyor” ya da “arkadaşlarımın aileleri onlara her şeyi alıyor, aileleri onları daha çok seviyor” gibi düşünme eğiliminde olabilirler. Maddi sıkıntıları da gerektiği ölçüde çocuklarla paylaşmak, onların gözünde ebeveynleri güçsüz yapmaz, aksine aile bağlarını güçlendirir.
Çocuğa Harçlık Verilmeli Mi?
Aslında paranın bitebilen bir şey olduğunu, bunun sevgiyle alakalı olmadığını anlatmanın bir diğer yolu da ona harçlık vermek olabilir. Uzmanlar çocukların 5 yaşından itibaren harçlık almaları gerektiğini belirtiyor. Ona harçlığını isterse 1 günde isterse 1 haftada harcayabileceğini ya da harcamayıp biriktirebileceğini söyleyip kararı kendisine bırakabilirsiniz. Harçlığı bitip istediği şeyleri alamadığında sizin ona her şeyi neden alamadığınızı da anlayacaktır. Harçlık vermek ayrıca çocuğun kendi parasını kontrol etmesini sağlayarak özgüveninin gelişmesine katkıda bulunmak ve birey olma duygusunu pekiştirmek açısından da faydalıdır.
Son olarak, para düşünülenin aksine çocuklar için sıkıcı ya da korkutucu değil zevkli bir konudur. Onlara sadece maddi sıkıntılarınızdan değil yaptığınız yatırımlardan da bahsedebilir ya da maaşınıza zam aldığınızda bu sevinci onunla da paylaşabilirsiniz. Maddi konular hakkında çocuğunuzun fikirlerini almak onun da bu ailenin önemli bir ferdi olduğunu ona hissettireceği için oldukça önemlidir. Örneğin, yeni bir araba almayı düşünüyorsunuz çocuğunuza da fikrini alabilir ya da alacağınız yazlık evinizle ilgili görüşlerini sorabilirsiniz. Ailedeki yatırımlardan haberdar olmak ve fikrini beyan etmek, çocuğunuzun ayakları yere basan, kendi kararlarını verebilen bir birey olmasının temellerini atar. Konu ne olursa olsun, iyiyi ve kötüyü, sevinci ve üzüntüyü tüm aile bireylerinin birlikte paylaşması; aile birliğini kuvvetlendirecek, mutlulukların daha keyifli yaşanmasına ve zorlukların üstesinden daha kolay gelinmesine olanak sağlayacaktır.