Kronik rahatsızlığı olan bireylere medikal tedavinin yanı sıra profesyonel yardımlar arasında en önemlilerinden bir diğeri psikolojik destektir. Kalp rahatsızlığı, diyabet, multipl skleroz, böbrek hastalıkları, HIV/AIDS, astım gibi hastalıklar, kronik, başa çıkması zoldukça zor olabilen, yaşam kalitesini olumsuz etkileyen, maddi yükümlülük getiren, tedavi süreci nedeniyle zaman ve enerji kaybı yaşatan ve dolayısıyla aşırı stresin eşlik ettiği hastalıklardır. Hasta, tüm bunlardan dolayı işe yaramaz olduğunu düşünme, kendini değersiz hissetme ve yaşadıklarından utanç duyma gibi eğilimler gösterebilir. Bu nedenle hem hasta hem ailesi bu zorlu süreçte sıkıntılı zamanlar yaşayabilir.

Psikolojik olumsuzlukların kontrol edilmesi, hastalığın seyrinde de etkili olabiliyor.
Hem Hasta Hem Aile İçin Psikolojik Destek
Kronik hastalıkların tedavisinde profesyonel psikolojik destek programları, alanında uzman kişilerce yapılır ve hastalıkla birlikte görülen stres, kaygı, depresyon gibi sorunlarla baş etmede destek sağlar; durumu kabul etme, daha esnek olma, olumlu duyguları arttırma ve dolayısı ile yaşam kalitesini yükseltmeye yönelik müdahaleler içerir. Uzman öncelikle, kişinin ihtiyaçlarını ve yaşantılarını inceleyerek bir değerlendirme yapar ve tedavi veya destek planını bu doğrultuda geliştirir. Bunu yaparken gerekirse hekimiyle görüşmeler yaparak daha fazla bilgi alır. Araştırmalara göre hastalıklarla mücadele ederken ve tedavi sırasındaki psikolojik destek, kişinin hem hastalığın farklı alanlarıyla ilgili bilgi almasına, hem stres seviyesini azaltmasına, hem de gerginlik, kaygı gibi bir takım olumsuz duygularla başa çıkmasına yardımcı oluyor. Ancak bu desteğin yararlı olabilmesi için hastalığın başlarından itibaren müdahale edilmesi ve hastanın psikolojik destek için gönüllü olması oldukça önem taşıyor. Her psikoljik destekte olduğu gibi burada da gönüllülük oldukça önemli. Ancak kişi, yakınlarının isteği ile psikolojik yardım almaya başlasa bile, uzman kendi bilgi ve becerilerini kullanarak bu süreci kişi açısından olumlu bir yere taşıyabilir, bir bakıma onu motive ederek bu desteği almaya gönüllü hale getirebilir. Bu noktada danışanla uzman arasındaki uyumun önemi oldukça büyüktür. Tedavide genellikle farklı yaklaşımlar bir arada sergilenir ve süreç duruma göre, bilişsel-davranışçı psikoterapi, ağrı yönetimi, hastalıkla ilgili psikoeğitim gibi pek çok yaklaşımı içerebilir. Bahsedilen psikolojik destek, mutlaka aile veya yakınları da içeren geniş kapsamlı bir destek süreci olmalıdır. Aile bu süreçte bilgilendirilir ve konu ile ilgili aydınlatılır. Uzman, ailenin ihtiyaçlarını da göz önünde bulundurarak yakınların hasta ile daha etkili ve kaliteli iletişim kurabilmeleri için onlara çeşitli beceriler kazandırılma konusunda devreye girebilir. Ayrıca durumla ilgili duygularını açıkça ifade etmeleri, paylaşımda bulunmaları, korku ve kaygılarını dile getirmeleri sağlanır.
Doğru Adımları Atabilmek…

Hastanın olumlu bir şekilde yaşama devam edebilmesi için gerekli uyumu sağlaması konusunda ona destek olmak mümkün.