ERGENLERDE BENMERKEZCİLİK
Psikolojik Danışman Ceren Aktürk
Ergenlik dönemi, gencin fiziksel ve duygusal dünyasında pek çok değişimin gerçekleştiği bir dönemdir. Çocukluk döneminden farklı olarak soyut düşünme becerisi, akıl yürütme, kendi fikir ve değerlerini oluşturma, kimlik arayışı gibi özellikler bu dönemde oluşmaya başlar. Meydana gelen değişimler de gencin davranış ve tutumlarında belirgin farklılıklar sergilemesine sebep olur. Pek çoğumuzun da kendi gençlik döneminden hatırlayacağı gibi, ergenlikte duygular da oldukça yoğun yaşanabiliyor. Bununla birlikte ergenlik dönemindeki gencin, sanki dünya kendi etrafında dönüyor gibi hissetmesi oldukça sık görülen bir durumdur. Kendi söylediklerinin, düşündüklerinin en doğru olduğunu savunur. Duygularınınsa başkaları tarafından anlaşılmasının güç olduğunu, bu duyguların ona özgü duygular olduğunu düşünür. Ergen, kendisini merkez alarak etrafındaki herkesin olumlu veya olumsuz şekilde kendisiyle ilgilendiği algısına sahip olabilir. Dolayısıyla “benmerkezci’’ bir süreç yaşanması doğaldır. Gençler bu dönemde çocukluk döneminden farklı olarak daha özgür olmak istediklerini dile getirirler. Özgür olma isteği, daha çok dış dünyaya açılma ve kendisiyle ilgili bazı kararlar alma şeklinde görülebilir. Bu gibi durumlarda aileler çatışmayı zorlayıcı bir hale getirmektense, gencin karar alma ve uygulama süreçlerinde ona yardımcı olabilirler. Aile içinde kendisini rahat ifade edebileceği bir ortam sunmak gencin aidiyet ve özgüven duygusunun güçlenmesini sağlar. Ayrıca gencin içinde bulunduğu bu gelişim döneminde ebeveynlerin abartmadan sergileyeceği sevecen ve sabırlı yaklaşımlar, yaşanabilecek şiddetli çatışmaları ve iletişim kopukluklarını önlemekte yardımcıdır.
BİRDEN FAZLA ZEKA MÜMKÜN
Psikolojik Danışman Ceren Aktürk
Zeka, kişinin karşılaştığı her türlü durumla baş etmesini sağlayan ve doğaya uyum göstermesi için kullanılan zihinsel bir kapasite olarak tanımlanır. İnsanın sahip oldugu bu zihinsel kapasite ve gelişmiş beyin yapısı, insanı diğer canlılardan ayıran en önemli özelliklerden bir tanesi. Bu nedenle insan zekası hep merak konusu olmuş ve bilim adamları tarafından üzerinde pek çok çalışma yapılmış bir alan. Yapılan çalışmalarda zekanın ne olduğu, nelerden oluştuğu ve farklılıkları açıklanmaya çalışılmış, bunun sonucunda da çeşitli yaklaşımlar ortaya çıkmıştır. Günümüzde ise üstünde durulan yaklaşımlardan bir tanesi Howard Gardner tarafından 1983 yılında geliştirilen Çoklu Zeka Kuramı (Multiple Intellegence Theory). Gardner’a göre Çoklu Zeka Kuramı’nın temelinde zekanın etkenleri arasında diğer yaklaşımlarda olduğu gibi biyolojik ve kültürel faktörler bulunuyor. Bunun yanında Çoklu Zeka Kuramı’nda tek bir zekadan bahsedilmiyor; insan zekasının sekiz ayrı alt zekadan oluştuğu öne sürülüyor: sözel, mantıksal, görsel, müziksel, bedensel, kişilerarası, kişiye dönük ve doğa. Kuram, her bireyin bütün zeka alanlarına bir miktar sahip olabileceğini savunuyor. Ancak her bireyde bahsedilen zeka alanları farklı düzeylerde bulunuyor. Uygun ve yeterli destek, imkan ve eğitim sağlandığında Çoklu Zeka Kuramı’na göre bahsedilen zeka alanları yeterli düzeyde gelişim gösterebiliyor.